Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İngiliz Bağımsız Film Ödülleri

1998'den bu yana dağıtılan British Independent Film Awards (BIFA)'un bu seneki adayları açıklandı. Yarışta, bu sene filmekimi 2011 programı dahilinde gösterilen Shame ve Tyrannosaur ile Tinker Tailor Soldier Spy filmleri 7'şer adaylıkla başı çekiyor. Kazananları 4 Aralık 2011'de açıklanacağı ödüller için tüm aday listesi şu şekilde:

War Horse Soundtrack

Steven Spielberg'in, ülkemizde 3 Şubat 2012 tarihinde vizyona girecek Oscar frontrunner'ı War Horse'un John Williams tarafından bestelenen müziklerinden üçü gün yüzüne çıktı. No Man's Land , Seeding, and Horse vs. Car ve The Homecoming isimlerini taşıyan film müziklerini aşağıdan dinleyebilirsiniz.

Kısa Kısa: John Powell

18 Eylül 1963 doğumlu İngiliz besteci John Powell , şimdiye kadar müziklerini yaptığı 64 yapımla karşımıza çıktı. Özellikle animasyon filmlerine yaptığı bestelerle tanınan Powell, ilk Oscar adaylığını geçtiğimiz sene How to Train Your Dragon filmine yaptığı bestelerle aldı fakat ödülü The Social Network filminin müziklerini yapan Trent Reznor ve Atticus Ross 'a kaptırdı. Aynı sene Uluslararası Film Müziği Eleştirmenleri Birliği (IFMCA) tarafından How to Train Your Dragon filminin besteleri için Yılın Film Müziği ve En İyi Animasyon Film Müziği ödüllerini kazandı. 

Filmekimi 2011: Le Havre

İsmini filmekimi 2011 programında görünce konusuna bile bakmadan listeme eklediğim tanınmış yönetmen Aki Kauri sm äki 'nin ödüllü filmi Le Havre , aslında çok tanıdık bir hikayeyi tekrar ele alıyor. Afrika'dan kaçan mülteci bir çocuğu devlet yetkililerinden korumak için yanına alan yaşlı bir adamın, çocuğu İngiltere'deki annesine kavuşturmak için verdiği küçük mücadeleyi izlediğimiz Le Havre'da umduğumu buldum desem yalan olur.

Filmekimi 2011: A Dangerous Method

2007 yılında çektiği Eastern Promises ile tanıdığım, Viggo Mortensen ile ikili olma yolunda ilerleyen yönetmen David Cronenberg 'in yeni filmi A Dangerous Method , psikolojinin iki büyük öncüsü Freud ve Carl Jung'un arasının nasıl bozulduğunu anlatan tiyatro oyunundan beyaz perdeye uyarlandı. Keira Knightley, Viggo Mortensen, Michael Fassbender ve Vincent Cassel 'in başrollerinde oynadığı film, izleyenleri bir buçuk saatliğine 20. yüzyılın başlarına götürüyor.

Filmekimi 2011: We Need to Talk About Kevin

Yaptığı kısa filmler ve düşük bütçeli filmler ile şimdiye kadar adından pek söz ettirmemiş kadın yönetmen Lynne Ramsay 'in ocak 2012'de vizyona girecek psikolojik gerilim/dram türündeki sapkın filmi We Need to Talk About Kevin , filmekimi 2011 programımda benden en olumlu yorumları alan filmi oldu. Her performansı ile kendine hayran bırakan Oscar ödüllü yıldız Tilda Swinton ve bu yıl aynı zamanda Another Happy Day ile adını duyuran Ezra Miller 'ın başrollerinde oynadığı We Need to Talk About Kevin, sorunlu diyebileceğimiz oğlu ile uğraşan bir anne nin hikayesi.

Filmekimi 2011: The Artist

Daha önce adını bile duymadığım yönetmen M ichel Hazanavicius 'ın festivallerde çok ses getiren filmi The Artist , siyah beyaz filmlere ve sessiz sinemay a özlem duyanlar için 2011 yılının sürprizi olarak karşımıza çıkıyor. 2009 yılında Michael Haneke'n in siyah beyaz çektiği  Das weiße Band - Eine deutsche Kindergeschichte 'sından sonra The Artist, 3. boyut ve yüksek kalite görüntülerin damgasını vurduğu millenium sinemasında göze fazlası yla batan bir yapım oldu.

Filmekimi 2011: Melancholia

Psikopat yönetmen Lars von Trier 'ın son filmi Melancholia , filmekimi 2011 dahilinde 11 Ekim 2011 günü izlediğim üç filmden ilkiydi. Temel olarak iki kız kardeşin son hikayesini anlatan film, karakterlerin kendi kıyametlerinin yanında yaşadığımız dünyanın bitişini de izleyicilere sunuyor.

Filmekimi 2011: Contagion

Seyircisinin karşısına bir iyi-bir kötü filmler yaparak çıkmaktan haz duyan yönetmen Steven Soderbergh 'in 2011 eseri Contagion , filmekimi 2011 dahilinde izlediğim ikinci filmdi. Matt Damon, Kate Winslet, Gwyneth Paltrow, Marion Cotillard, Jude Law, John Hawkes, Laurence Fishburne gibi Oscarlı/Oscar adayı yıldızlardan oluşan muhteşem bir kadro barındıran film, domuz-yarasa orijinli bir virüsün kısa sürede dünyaya yayılmasını anlatıyor. 

Midnight in Paris

Sayısız Oscar adaylığı ve 3 heykelciği ile Amerikan bağımsız sinemasının yaşayan en başarılı yönetmeni ve senaristi Woody Allen'ın 2011 eseri Midnight in Paris , filmekimi 2011 programım arasına sıkıştırıp izleme fırsatı bulduğum eğlenceli bir komedi. Bir geceyarısı ekspresi ile çıktığınız yolculukta tarihe yön vermiş kişiler Paris'in büyülü dünyasında seyirciye eşlik ediyor. Her sene yönettiği filmler ile hatırı sayılır başarılar elde eden 76 yaşındaki Woody Allen 'ın ABD'de en çok hasılat yapan yeni filmi Midnight in Paris, Allen'ın yönettiği filmler ve yazdığı senaryolardan oluşan filmografisine bakıldığında işleniş açısından diğer filmleriyle benzerlik gösterse de gerek usta oyuncu kadrosu, gerekse Paris'in filme kattığı hava gereği çok ayrı bir yerde duruyor. Avrupa'nın en güzel şehirlerinde geçen içimizi ısıtan hikayelerin ardından Allen, iki sene önce New York'a dönüş yapmıştı. You Will Meet a Tall Dark Stranger ile tekrar Avrupa'ya adım atan...

II. Altın Burtakal Twitter Ödülleri - Kazananlar

Yaklaşık 1 ay önce buradan adaylarını duyurduğum II. Altın Burtakal Twitter Ödülleri'nde kazananlar belli oldu. Geçtiğimiz sene @thebalkabaa 'nın 4 ödülle damgasını vurduğu törende bu sene de büyük bir heyecan yaşandı. En İyi Tweet, En İyi Bio ve En İyi Kullanıcı Adı kategorilerinde 12 kişiden oluşan jürimizin verdiği oylarla birlikte bu üç kategori dahil tüm kategorilerde benim verdiğim oylar kazananları belirledi. II. Altın Burtakal Twitter Ödülleri'nin sahiplerini bulduğu BurAkMerkez'den cansız yayınlanan töreni aşağıdan okuyabilirsiniz. (Sizden ricam, sayfada olabildiğince yavaş ilerleyin. Eğlenmeniz ve "Ahah mal bu çocuk!" demeniz ümidiyle...)

Filmekimi 2011: Martha Marcy May Marlene

8-15 Ekim 2011 tarihleri arasında gerçekleşecek 10. Filmekimi "Sonbahar Film Haftası" çerçevesinde izlediğim ilk film olan Martha Marcy May Marlene , evinden ayrılarak bir çiftlikte tuhaf kuralları kabullenmiş bir topluluğun yanında yaşamaya başlayan Martha'nın hikayesini anlatıyor. Daha sonra bu çiftlikten bir şekilde kurtulan Martha, ablasına sığınıyor ve iki yönlü bir hikayeyi izlemeye başlıyoruz. Marion Cotillard'a benzerliği ile dikkat çeken yeniyetme Elizabeth Olsen ve geçtiğimiz sene Winter's Bone'daki performansı ile Oscar'a aday gösterilen John Hawkes 'un başrollerinde oynadığı film, izleyenlere ağır tempoyla başlayıp sonraları hareketlenen bir 100 dakika sunuyor.