Ana içeriğe atla

Oscar Rehberi 2013: Yönetmen

Önceki yazı: Sanatsal Kategoriler

En İyi Yönetmen



Birden fazla kez ödül alan ve ödülün iki kişiye birden verilmesi durumlarından ötürü en iyi yönetmen kategorisindeki Oscar ödülü geçtiğimiz 83 sene boyunca toplamda 85 tane heykelcik olmak üzere 65 farklı yönetmene verildi. 1’inci Akademi Ödülleri’nde drama ve komedi dallarında ayrı ayrı verilen yönetmen Oscar’ı, sonraki sene drama kategorisinin kapatılmasıyla o günden beri genelde drama filmlerine verilir oldu. 34’üncü ve 70’inci Oscar Törenleri’nde ise ödül, tek bir isimden ziyade yardımcı yönetmenlere de verildi.

Aslında kategorinin isminin dilimize çevrildiği şekli yanlış zira ödülün adı “directing”, açıklaması ise “excellence in cinematic direction achievement.” Yani “en iyi yönetmen” değil, “en iyi yönetim” şeklinde çevrilmesi daha doğru oluyor. Bunun nasıl bir önemi var diyebilirsiniz. Hemen açıklık getirelim. Önceleri “best director” yani direkt çeviri ile en iyi yönetmen ödülünü veren Akademi, bu ismin getirdiği açıklıkla bir yönetmeni o sene içinde yaptığı tüm filmlerle değerlendiriyordu. Bunun gibi çeşitli kafa karışıklıklarını gidermek istedikleri için koydukları yeni kurallar çerçevesinde bir yönetmenin adaylığını tek bir filmle sınırlandıran düzenlemeyi kabul ettiler. Fakat bu yine de başarılı yönetmenlere etki etmedi. Yine yakın zamandan örnek vermemiz gerekirse 2001 yılında hem Traffic hem de Erin Brockovich ile aday olan Steven Soderbergh, kategorideki 5 boş yerden ikisine birden oturmayı başarmıştı. Aslında bu kendisi bir dezavantaj olarak da görülebilirdi çünkü oyların bölünme ihtimali vardı. Fakat sonuç ne oldu? Soderbergh, Traffic filmindeki yönetmenlik başarısı sonucu Oscar’ı kucakladı!

Tarihe biraz daha bakacak olursak, en iyi yönetmen Oscar’ını kucaklayan en genç isim 32 yaşında ödülü kazanan Norman Taurog (Skippy – 1931); en yaşlı isim ise 74 yaşında ödülü kazanan Clint Eastwood (Million Dollar Baby – 2005) oldu. Bu kategoride en çok aday gösterilen isim 12 adaylıkla William Wyler iken ödülü en çok kazanan isim ise 4 zaferle John Ford. Üçer kez Oscar’ı kucaklayan yönetmenler ise Frank Capra ve William Wyler. Ödüle beşer kez aday gösterilip hiçbirini kazanamayan isimler arasında ünlü yönetmen Alfred Hitchcock bulunuyor. Yaşayan en büyük yönetmenlerden kabul edilen ve geçtiğimiz sene 8’inci ve 9’uncu Oscar adaylıklarını kazanan Martin Scorsese ise 2007 yılında The Departed ile Oscar’ı kucaklamadan önce 6 kez bu kategoride aday gösterilmişti. İlginç bir bilgi de verelim: West Side Story’nin yönetmenlerinden Jerome Robbins, bu filmden önce ya da sonra başka hiçbir filmin yönetmenliğini yapmadı. Asya’dan gelip de Oscar’ı kazanan tek yönetmen Ang Lee (Brokeback Mountain – 2005) iken bugüne kadar hiçbir siyahi isim ödüle kavuşamadı. Oscar kazanan tek kadın yönetmen ise üç sene önce The Hurt Locker ile tarihe geçen Kathryn Bigelow oldu.

Bu senenin adayları ise şu şekilde;

Ang Lee, Life of Pi
Steven Spielberg, Lincoln
David O. Russell, Silver Linings Playbook
Michael Haneke, Amour
Benh Zeitlin, Beasts of the Southern Wild

Oscar adayları açıklanır açıklanmaz Akademi tarihinin en büyük şoklarından birinin yaşandığını hepimiz biliyoruz. Yarışın açık ara en büyük favorisi Argo'nun yönetmeni Ben Affleck, DGA dahil pek çok ödülü kazanmasına rağmen Oscar adayı olamamıştı. Amerikalı eleştirmenlerce senenin en iyi filmi görülen Zero Dark Thirty de Kathryn Bigelow'u bu kategoriye sokmak için yeterli değildi. İki sene önce Oscar'ı kucaklayan Tom Hooper'ın Les Miserables gibi bir katliamla aday olmaması normal karşılanırken (fakat kendisi DGA'ya aday gösterilmişti) Michael Haneke ve Benh Zeitlin'in listede kendine yer edinmesi bir yandan herkesi sevindirirken diğer yandan da beraberinde getirdiği soru işaretleriyle kafa karışıklıklarına yol açtı. Elbette bu durum en çok Steven Spielberg'in işine yaramış gözüküyor. 12 dalda Oscar adayı olan son filmi Lincoln başlarda film kategorisinin en büyük favorisiyken yerini Argo'ya bıraktığından beri yapımın en iddialı olduğu kategorilerden biri haline geldi yönetmen kategorisi. Daha önce iki kez bu ödülü kucaklayan Spielberg'in filminin almasına kesin gözüyle bakılan tek Oscar'ı ise erkek oyuncu diyebiliriz. Life of Pi'ın teknik kategorilerdeki muhtemel hakimiyetini düşündüğümüzde ise Ang Lee'nin şansını yabana atmamamız gerektiğini düşünüyorum -her ne kadar o filmdeki işini beğenmemiş olsam da. Özellikle oyuncu kesimden büyük destek alan Silver Linings Playbook'un yönetmeni David O. Russell da güçlü bir aday olarak görülebilir fakat şahsi kanaatimce kendisi biraz daha bekleyecek. Spielberg'in en güçlü rakibi olarak gördüğüm Michael Haneke ise filmi Amour'un beklenmedik (ben bekliyordum şahsen) Oscar başarısından faydalanarak ödülü kucaklarsa kimsenin itiraz etme hakkı olmayacağını düşünmekteyim. Genç isim Benh Zeitlin ise fark edilmiş olmanın verdiği gururla gelecek dönemde yapacağı işlerle kategoride iddia arayacaktır.

Kazanacak: Steven Spielberg
Kazanabilir: Michael Haneke (Burak), Ang Lee (Zeynep)
Kazanmalı: Michael Haneke
Aday olmalıydı: Paul Thomas Anderson (The Master), Wes Anderson (Moonrise Kingdom)

---

Sırada: En iyi film

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Oscar Gecesi Programı

85. Akademi Ödülleri'nde kazananların açıklanacağı ödüllerin veriliş sıralaması sızdı. Spoiler olarak görenler varsa hiç bakmasın derim. Buyrunuz: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu En İyi Kısa Metraj Animasyon En İyi Animasyon En İyi Görüntü Yönetimi En İyi Görsel Efekt En İyi Kostüm Tasarımı En İyi Makyaj & Saç En İyi Kısa Metraj Film En İyi Kısa Metraj Belgesel En İyi Belgesel Yabancı Dilde En İyi Film En İyi Ses Miksajı En İyi Ses Kurgusu En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu En İyi Kurgu En İyi Yapım Tasarımı En İyi Özgün Müzik En İyi Özgün Şarkı En İyi Uyarlama Senaryo En İyi Özgün Senaryo En İyi Yönetmen En İyi Kadın Oyuncu En İyi Erkek Oyuncu En İyi Film

Rise of the Guardians (2012) Efsane Beşli

Dreamworks'ün en beğendiğim işinin (Shrek'i bir kenara koyarsak) How to Train Your Dragon olduğunu her defasında söylemişimdir. Ondan önce ya da sonra Dragon gibi bir atmosferi yakalayamayan animasyon şirketi; Kung Fu Panda, Puss in Boots ve Megamind gibi akıllara zarar işler yaptıktan sonra Rise of the Guardians ile bir kez daha hedef kitlesi olarak çocukları seçerek yanlış kararlara imza atıyor. Uyku perisi (sandman), diş perisi (tooth fairy), Noel Baba ve Paskalya Tavşanı'ndan oluşan dört kişilik bir muhafız ekibinin yüzyıllardır tüm dünyadaki çocukları korku ve kabuslara karşı korumasının ardından ortaya çıkan Karabasan (boogeyman) felaketine karşı bir araya gelmelerini, başa çıkamamaları üzerine de Jack Frost isimli bizim kültürümüzün pek de aşina olmadığı bir mit karakterinin de yardıma koşmasını izliyoruz Efsane Beşli'de (amma uzun oldu bu cümle). Aslında Dreamworks'ün iyi yaptığı bir şey var. Pixar'ın karakterlerinde göremediğimiz ve animasyon f...

Deathly Hallows: Part II

Zümrüdüanka Yoldaşlığı filminden itibaren Harry Potter serisinin yönetmen koltuğuna oturan David Yates, televizyonla adını biraz olsun duyurmuş ve sonrasında Potter ile ünlenmiş bir yönetmen. Kendisinin tek başarısı Primetime Emmy Ödülleri'nde kazandığı bir adaylıktan ibaret. Ta ki Deathly Hallows: Part I'a kadar. Her zaman en iyi Harry Potter filminin Prisoner of Azkaban olduğunu düşünmüşümdür. Usta yönetmen Alfonso Cuaron'un elinden çıkan film, diğer Potter filmlerinden daha farklı bir havaya aitti. Belki de bunun sebebi Voldemort'un yokluğudur, bilinmez, ama seriyi izleyen herkes Azkaban'ın farklı bir tadı olduğundan şüphesizdir.  Azkaban ile yarışacak bir Potter filmi geleceğini hiç düşünmezken birden, hiç beklemediğim bir yönetmen olan Yates'ten, Deathly Hallows'un ilk bölümü geldi. Sanki o zamana kadar çocuk filmi olarak tasarlanan seri birden yetişkin filmi olmuştu. Kitaba en sadık film olarak Potter tarihine geçen Bölüm I, izleyenlerden de oldukça ...