Ana içeriğe atla

Oscar Rehberi 2013: En İyi Film

Önceki yazı: En iyi yönetmen

En İyi Film



En iyi film kategorisi, her bir Akademi üyesinin oylayabildiği ve aday olabildiği tek kategori olma özelliğini taşıyor. Yıllardır yalnızca beş adayın yarıştığı en iyi film kategorisi kurallarında üç sene önce yapılan değişiklikler sonucunda 10 filmin aday gösterilmesi karar alınmıştı. Bu kararda o sene pek çok insanın favorisi olan Wall-E ve The Dark Knight’ın en iyi film kategorisine aday gösterilmemesinin büyük etkisi olduğu kabul ediliyor. Sonraki iki senede ise özellikle The Blind Side gibi niçin aday olduğu anlaşılmayan filmler ilk 10’a girince bu sene Akademi kurallarda bir değişikliğe daha gitti. Yeni kurala göre bu kategoride 5 ila 10 arasında aday olabilirdi. Bir filmin aday olması içinse tüm Akademi üyelerinin (yaklaşık 6000 kişi) en az yüzde 5’inin (yaklaşık 300 kişi) kişisel sıralamasında birinci sırada olması gerekiyor.

Akademi tarihine baktığımızda en iyi film kategorisiyle ilgili pek çok önemli veri görebiliyoruz. Bunlardan ilgi çekici olan birkaçını sizler için sıralamış olalım:

* Lord of the Rings: The Return of the King, herhangi bir oyunculuk kategorisinde aday gösterilmeden 10’un üzerinde Oscar kazanmış tek film.
* 2006 tarihli Martin Scorsese filmi The Departed, yabancı bir filmin tekrar sinemaya uyarlanması özelliğini taşıyan tek Oscar kazananı.
* 1938 yılında ödülü kazanan Grand Illusion, İngilizce dışında bir dilde bu ödüle layık görülen ilk film olma özelliğinde taşıyor.
* Driving Miss Daisy (1989), yönetmen kategorisinde adaylığı olmadan bu ödülü kazanan son yapım.
* Titanic, aynı isim (James Cameron) tarafından yapımcılığı üstlenen, yönetilen, senaryosu yazılan ve kurgulanan tek film.
* Shakespeare in Love (1998), yönetmen ödülünü kazanmaksızın en iyi film dahil en çok Oscar kazanan (7 Oscar) tek film.
* 1934 tarihli It Happened One Night, bu ödülü kazanan ilk komedi filmi olma özelliğini taşıyor.
* En iyi film Oscar’ını kazanan tek korku filmi The Silence of the Lambs olurken The Return of the King ise bu ödülü kucaklayan tek fantastik film.
* Tarihte yalnızca üç yapım en büyük beş ödülü (film, yönetmen, senaryo, aktör, aktris) kucakladı: It Happened One Night (1934), One Flew Over the Cuckoo’s Nest (1975) ve The Silence of the Lambs (1991)
* 11 Oscar kazanarak rekoru elinde tutan üç film: Ben Hur, Titanic ve The Return of the King
* Hem Altın Palmiye, hem de Oscar’ı kucaklayan tek film 1955 yapımı Marty.
* The Godfather Part II, bu ödülü kazanan ilk ve tek devam filmi.
* En uzun süreli en iyi film 3 saat 54 dakika ile Gone with the Wind, en kısa süreli en iyi film ise 1 saat 31 dakika ile Marty.

Bu seneki adaylara bakarsak;

Amour
Argo
Beasts of the Southern Wild
Django Unchained
Life of Pi
Lincoln
Les Miserables
Silver Linings Playbook
Zero Dark Thirty

Üzerinde pek konuşmaya gerek olmayan en iyi film kategorisinde Oyuncular Birliği (SAG), Yapımcılar Birliği (PGA), Senaristler Birliği (WGA), Yönetmenler Birliği (DGA), Altın Küre, BAFTA ve daha pek çok sayısız ödülü kucaklayan Argo kesin zaferini uzun süre önce ilan etmişti. 12 dalda Oscar adayı Lincoln yarışta Argo'yu zorlayabilecek tek yapım olurken teknik ekipten destek alması muhtemel gözükmeyen Silver Linings Playbook da oyunculuk branş üyelerinden destek göreceğe benziyor. Life of Pi'ın buna ters şekilde teknik branşlardan oy toplaması muhtemelken Akademi'nin bir şeyleri düzgün düşünüp Amour'u öne çıkarmasının bayram havası yaratacağına hiç şüphe yok. 2004'ten bu yana ilk kez en iyi yönetmen ve en iyi film kategorilerindeki ödüllerin farklı yapımlara/isimlere gideceğini görmek de tuhaf bir his fakat doğru olanın bu olduğuna inanmak da olabildiğine gerçekçi.

Kazanacak: Argo
Kazanabilir: Lincoln
Kazanmalı: Amour
Aday olmalıydı: The Master & Moonrise Kingdom

Yorumlar

Kazanacak: Argo (ve ben sinir krizi geçircem :D)
Kazanabilir: Lincoln
Kazanmalı: Life of Pi & Amour
Aday Olmalıydı: The Master

Bu blogdaki popüler yayınlar

Deathly Hallows: Part II

Zümrüdüanka Yoldaşlığı filminden itibaren Harry Potter serisinin yönetmen koltuğuna oturan David Yates, televizyonla adını biraz olsun duyurmuş ve sonrasında Potter ile ünlenmiş bir yönetmen. Kendisinin tek başarısı Primetime Emmy Ödülleri'nde kazandığı bir adaylıktan ibaret. Ta ki Deathly Hallows: Part I'a kadar. Her zaman en iyi Harry Potter filminin Prisoner of Azkaban olduğunu düşünmüşümdür. Usta yönetmen Alfonso Cuaron'un elinden çıkan film, diğer Potter filmlerinden daha farklı bir havaya aitti. Belki de bunun sebebi Voldemort'un yokluğudur, bilinmez, ama seriyi izleyen herkes Azkaban'ın farklı bir tadı olduğundan şüphesizdir.  Azkaban ile yarışacak bir Potter filmi geleceğini hiç düşünmezken birden, hiç beklemediğim bir yönetmen olan Yates'ten, Deathly Hallows'un ilk bölümü geldi. Sanki o zamana kadar çocuk filmi olarak tasarlanan seri birden yetişkin filmi olmuştu. Kitaba en sadık film olarak Potter tarihine geçen Bölüm I, izleyenlerden de oldukça ...

Oscar Gecesi Programı

85. Akademi Ödülleri'nde kazananların açıklanacağı ödüllerin veriliş sıralaması sızdı. Spoiler olarak görenler varsa hiç bakmasın derim. Buyrunuz: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu En İyi Kısa Metraj Animasyon En İyi Animasyon En İyi Görüntü Yönetimi En İyi Görsel Efekt En İyi Kostüm Tasarımı En İyi Makyaj & Saç En İyi Kısa Metraj Film En İyi Kısa Metraj Belgesel En İyi Belgesel Yabancı Dilde En İyi Film En İyi Ses Miksajı En İyi Ses Kurgusu En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu En İyi Kurgu En İyi Yapım Tasarımı En İyi Özgün Müzik En İyi Özgün Şarkı En İyi Uyarlama Senaryo En İyi Özgün Senaryo En İyi Yönetmen En İyi Kadın Oyuncu En İyi Erkek Oyuncu En İyi Film

Rise of the Guardians (2012) Efsane Beşli

Dreamworks'ün en beğendiğim işinin (Shrek'i bir kenara koyarsak) How to Train Your Dragon olduğunu her defasında söylemişimdir. Ondan önce ya da sonra Dragon gibi bir atmosferi yakalayamayan animasyon şirketi; Kung Fu Panda, Puss in Boots ve Megamind gibi akıllara zarar işler yaptıktan sonra Rise of the Guardians ile bir kez daha hedef kitlesi olarak çocukları seçerek yanlış kararlara imza atıyor. Uyku perisi (sandman), diş perisi (tooth fairy), Noel Baba ve Paskalya Tavşanı'ndan oluşan dört kişilik bir muhafız ekibinin yüzyıllardır tüm dünyadaki çocukları korku ve kabuslara karşı korumasının ardından ortaya çıkan Karabasan (boogeyman) felaketine karşı bir araya gelmelerini, başa çıkamamaları üzerine de Jack Frost isimli bizim kültürümüzün pek de aşina olmadığı bir mit karakterinin de yardıma koşmasını izliyoruz Efsane Beşli'de (amma uzun oldu bu cümle). Aslında Dreamworks'ün iyi yaptığı bir şey var. Pixar'ın karakterlerinde göremediğimiz ve animasyon f...