Ana içeriğe atla

Oscar Rehberi 2013: Animasyon & Belgesel

Önceki yazı: Erkek Oyuncu & Yardımcı Erkek Oyuncu

En İyi Animasyon Film



Akademi, Oscar ödüllerinde animasyon filmler için ayrı bir kategori açalı tam 11 yıl oldu. 2002 yılında Dreamworks yapımı Shrek’in bu kategorideki ilk heykelciği kucaklamasıyla birlikte başlayan maraton, her sene başvuran animasyon film sayısına oranla çoğu zaman üç, bazen de beş adayla devam etti.

Daha önce 1991 yılında Beauty and the Beast’in en iyi film kategorisinde Oscar’a aday gösterilmesinden sonra ilk defa 2009 yılında Up ve 2010 yılında Toy Story 3 bu kategoride yarışan animasyon filmler oldu. Up ve Toy Story 3 gibi bir diğer Pixar animasyonu olan Wall-E ise vizyona girdiği sene sadece 5 filmin en iyi film yarışında yer alması sebebiyle listede kendine yer bulamamıştı –onun yerine en iyi animasyon film heykelciği ile yetinmişti.

Bu sene animasyon kategorisinde aday gösterilen yapımlara bakıldığında, seneler sonra adı hatırlanacak bir filmin varlığından söz etmemiz oldukça zor. Pixar'ın en zayıf işlerinden biri olarak gördüğüm fakat Altın Küre ve BAFTA'dan beklenmedik ödüllerle dönen Brave, "ilk kadın baş karakter" kampanyasıyla kadın Akademi üyelerinden oy bekliyor. Tim Burton'ın seneler önce çektiği kısa metraj canlı aksiyonun yeni animasyon uyarlaması olan Frankenweenie, genel anlamda olumlu eleştiriler almış ve ödül sezonu boyunca çok çeşitli ödüllere layık görülmüş olsa da şahsen ayıla bayıla izlemediğim; Burton'ın da en zayıf animasyon işi olduğuna inandığım bir filmdi. Sezonun en çok ödül kazanan animasyonu olan ParaNorman, çekici başlayıp durağan ve klişelerle ilerleyen bir stop motion haline gelirken sürpriz adayımız Pirates! Band of Misfits ise zekice esprileri, detaycılığı ve güzel müzikleriyle dikkate alınmış gözüküyor. Yapımcılar Birliği Ödülleri'nden zaferle ayrılan Wreck-It Ralph çocukluğumuzun oyun karakterleriyle tekrar buluşmamızı sağlarken Disney'in bugüne kadarki en güçlü Oscar adayı olma özelliğini taşıyor.

Kazanacak: Frankenweenie (Zeynep), Wreck-It Ralph (Burak)
Kazanabilir: Brave (Burak), Wreck-It Ralph (Zeynep)
Kazanmalı: Frankenweenie (Zeynep), Wreck-It Ralph (Burak)
Aday olmalıydı: Le tableau



En İyi Belgesel



Bugüne kadar eleştirel anlamda oldukça olumlu karşılanan The Thin Blue Line, Roger & Me, Touching the Void, Hoop Dreams, The Interrupters, Fahrenheit 9/11 ve Waiting For Superman gibi pek çok belgesel, Akademi’nin belgesel branş üyeleri tarafından adaylık statüsüne layık görülmedi. Bu filmlerden Hoop Dreams’in aday olamaması sonrasında çıkan kargaşa, Akademi’nin belgesel kategorisindeki oylama sisteminde değişikliğe gitmesine yetti. Kural değişikliklerinden etkilenen bir diğer film de Michael Moore’un, tüm zamanların en yüksek hasılat yapan belgesel filmi sıfatlı yapıtı Fahrenheit 9/11 oldu. 2004 seçimlerinden önce televizyonda gösterilen film, bu sebepten ötürü aday gösterilmedi. En iyi film kategorisinde de aday gösterilme izni olan belgesel filmlerden bugüne kadar hiçbiri bu kategoride aday olabilmeyi başaramadı.

Bu sene de adayların belirlenmesi sürecinde radikal değişikliklere uğrayan belgesel kategorisinde izlediğim tek aday The Invisible War. Amerikan ordusundaki başta kadınlara karşı olmak üzere sıkça görülen ve örtbas edilmeye çalışılan cinsel istismarı konu edinen bu çarpıcı yapım, duygusal ve farkındalık yaratmaya çalışan Akademi üyelerinin seçimi olabilir. Sundance'te en iyi belgesel ödülünü kazanan 5 Broken Cameras Filistinli bir çiftçinin İsrail ordusuna karşı verdiği şiddet dışı tepkiyi anlatıyor. National Board of Review ve Amerikan Eleştirmenler Birliği Ödülleri'nden zaferle ayrılan The Gatekeepers, (yine) İsrail'in gizli örgütlerinden olan Shin Bet'in hayatta kalan yöneticileriyle yapılan röportajları barındırıyor. Gotham ve New York Film Eleştirmenleri Ödülleri'nin favorisi olan How to Survive a Plague ise HIV/AIDS meselesine göz atıyor. Salgının başlangıcından itibaren sivil toplum kuruluşlarının hem tıbbi tedavi konusunda hem de toplumsal bilinç alanında yaptıklarını anlatırken Amerikan devlet politikalarını da eleştiriyor. Son aday Searching for Sugar Man ise Yapımcılar Birliği, BAFTA, Critics' Choice gibi önemli ödülleri kucaklamış bir yapım. İki Güney Afrikalının 1970'lerdeki idolleri müzisyen Rodriguez'e ne olduğunu keşfetmeleri üzerine olan bu belgesel şimdilik Oscar'ın da en büyük favorisi. 

Kazanacak: Searching for Sugar Man (Burak), How to Survive a Plague (Zeynep)
Kazanabilir: Searching for Sugar Man (Zeynep), The Invisible War (Burak)
Kazanmalı: Searching for Sugar Man (Zeynep)
Aday olmalıydı: Marina Abramovic: The Artist is Present 


---

Sırada: En iyi yapım tasarımı, kostüm tasarımı ve makyaj & saç tasarımı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Oscar Gecesi Programı

85. Akademi Ödülleri'nde kazananların açıklanacağı ödüllerin veriliş sıralaması sızdı. Spoiler olarak görenler varsa hiç bakmasın derim. Buyrunuz: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu En İyi Kısa Metraj Animasyon En İyi Animasyon En İyi Görüntü Yönetimi En İyi Görsel Efekt En İyi Kostüm Tasarımı En İyi Makyaj & Saç En İyi Kısa Metraj Film En İyi Kısa Metraj Belgesel En İyi Belgesel Yabancı Dilde En İyi Film En İyi Ses Miksajı En İyi Ses Kurgusu En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu En İyi Kurgu En İyi Yapım Tasarımı En İyi Özgün Müzik En İyi Özgün Şarkı En İyi Uyarlama Senaryo En İyi Özgün Senaryo En İyi Yönetmen En İyi Kadın Oyuncu En İyi Erkek Oyuncu En İyi Film

Rise of the Guardians (2012) Efsane Beşli

Dreamworks'ün en beğendiğim işinin (Shrek'i bir kenara koyarsak) How to Train Your Dragon olduğunu her defasında söylemişimdir. Ondan önce ya da sonra Dragon gibi bir atmosferi yakalayamayan animasyon şirketi; Kung Fu Panda, Puss in Boots ve Megamind gibi akıllara zarar işler yaptıktan sonra Rise of the Guardians ile bir kez daha hedef kitlesi olarak çocukları seçerek yanlış kararlara imza atıyor. Uyku perisi (sandman), diş perisi (tooth fairy), Noel Baba ve Paskalya Tavşanı'ndan oluşan dört kişilik bir muhafız ekibinin yüzyıllardır tüm dünyadaki çocukları korku ve kabuslara karşı korumasının ardından ortaya çıkan Karabasan (boogeyman) felaketine karşı bir araya gelmelerini, başa çıkamamaları üzerine de Jack Frost isimli bizim kültürümüzün pek de aşina olmadığı bir mit karakterinin de yardıma koşmasını izliyoruz Efsane Beşli'de (amma uzun oldu bu cümle). Aslında Dreamworks'ün iyi yaptığı bir şey var. Pixar'ın karakterlerinde göremediğimiz ve animasyon f...

Deathly Hallows: Part II

Zümrüdüanka Yoldaşlığı filminden itibaren Harry Potter serisinin yönetmen koltuğuna oturan David Yates, televizyonla adını biraz olsun duyurmuş ve sonrasında Potter ile ünlenmiş bir yönetmen. Kendisinin tek başarısı Primetime Emmy Ödülleri'nde kazandığı bir adaylıktan ibaret. Ta ki Deathly Hallows: Part I'a kadar. Her zaman en iyi Harry Potter filminin Prisoner of Azkaban olduğunu düşünmüşümdür. Usta yönetmen Alfonso Cuaron'un elinden çıkan film, diğer Potter filmlerinden daha farklı bir havaya aitti. Belki de bunun sebebi Voldemort'un yokluğudur, bilinmez, ama seriyi izleyen herkes Azkaban'ın farklı bir tadı olduğundan şüphesizdir.  Azkaban ile yarışacak bir Potter filmi geleceğini hiç düşünmezken birden, hiç beklemediğim bir yönetmen olan Yates'ten, Deathly Hallows'un ilk bölümü geldi. Sanki o zamana kadar çocuk filmi olarak tasarlanan seri birden yetişkin filmi olmuştu. Kitaba en sadık film olarak Potter tarihine geçen Bölüm I, izleyenlerden de oldukça ...