Ana içeriğe atla

Lawless (2012)

Tom Hardy, Gary Oldman, Jessica Chastain, Guy Pearce, Jason Clarke, Shia LeBeouf, Mia Wasikowska. Bir araya gelince göze çok güzel gözüküyor, değil mi? Hollywood'un bu sezonki sürprizlerinden biri bu oldu. Matt Bondurant'in The Wettest County In the World isimli romanından uyarlanan Lawless, John Hillcoat imzasını taşıyor. Gerçek bir olayı anlatan öykü, içki yasağı olduğu dönemlerde Amerika'nın bir kasabasında yasadışı alkol üretip bunu satan üç erkek kardeşe odaklanıyor. Kardeşlerden en büyüğü Forrest (Hardy), işleri şiddetle çözmek yerine önce sükunetini ve kıvrak zekasını kullanmayı tercih ediyor, en küçükleri Jack (LeBeouf) ise maskülen abilerinden farklı olarak hep ezilmiş ve ayak işleriyle uğraşan, aynı zamanda güzeller güzeli Bertha'ya (Wasikowska) aşık olması sebebiyle biraz şaşkın. Üç kardeşin barına yerleşen eski striptizci Maggie (Chastain) ise gönlünü kaslı büyük abiye kaptırmış durumda. Eh, kasabadaki önüne geçilemeyen bu yasadışı alkol üretimini durdurmak amacıyla gönderilen yetkili Rakes (Pearce) de filmde yaşanan tüm olayların baş sorumlusu diyelim.

Daha önce de John Hillcoat ile çalışan Nick Cave'in kaleme aldığı senaryo, şiddet içerikli, kan ve gövde gösterisi olan ve seyirciyi ayık tutmayı başaran bir öyküden ibaret. Hikayenin sürükleyiciliği konusunda garanti verebilirim zira filmin ne ara başlayıp ne ara bittiğinden emin olamadım ama altından özel anlamlar, subliminal mesajlar, alt metinler çıkarılabilecek bir öykü olmadığını da belirteyim. Yalnızca seyir zevki iyi olan, maskülen filmleri sevenler için ortaya atılmış fakat asla çıtır çerez kategorisinde de değerlendirilemeyecek bir olaylar zinciri var elimizde. Fakat Nick Cave'in asıl görevi yalnızca bu değil. Zaten kendisinin mesleği müzisyenlik. Filmin bir an olsun susmayan müziklerini besteleyen ve şarkılarını yazan Cave, daha önce The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford ile de beğenimi kazanmıştı. 

Lawless'ta en çok beğendiğim şey hiç şüphesiz Guy Pearce'in performansı oldu. Başarılı oyuncu filmdeki kötü adamı canlandırıyor ve ona kattığı karizmanın yanında seyircide bir nefret oluşturuyor. Kötü karaktere sempati beslemenin neredeyse hobi olduğu şu son yıllarda çok nadir de olsa gerçekten kendinden tiksindiren bir karakterin karşımıza çıkması iyi bir şey aslında. Pearce'ın muazzam oyunculuğunun da bunda büyük bir etkisi vardır muhtemelen. Gary Oldman gibi bir ismin hikayede oldukça geri planda kalan bir karaktere hayat vermesini usta aktöre yakıştıramasam da (sanki kariyerini benim fikrime göre şekillendirecekmiş gibi) yeteneğine bir kez daha tanık olmak güzeldi. Üç kardeşi canlandıran LeBeouf, Hardy ve Clarke ise -bana göre- kariyerlerindeki en iyi işlerden birini yapmış. LeBeouf'un artık büyüdüğüne tanık olmak kendisine karşı beslediğim antipatiyi azalttı, Hardy'nin bu seneki Bane performansından sonra daha kendine ait bir işi yapmasını izlemek de sevindirdi. Böylesi testosteronlu bir filme kadın kontenjanından giren Jessica Chastain'i biraz sönük bulsam da (muhtemelen karakterinin sönüklüğünden) Wasikowska'yı beğendiğimi söylemeliyim. Sonuçta oyuncu kadrosu ortalamanın bir hayli üstünde bir performans sunuyor diyebilirim.

Geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarışan (fakat ödülü pek ala Amour'a kaptıran) Lawless, pek bir kaygısı olmayan bir yapım. Beklentileri çok yüksek tutmadığınız takdirde izlerken filme kendinizi fazlasıyla kaptırabilirsiniz, bir hayli zevk almanız da pek mümkün. Gerçekçi şiddet sahneleri ise bazılarını rahatsız edebilir, ben şimdiden uyarayım.

Puan: 7/10

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Oscar Gecesi Programı

85. Akademi Ödülleri'nde kazananların açıklanacağı ödüllerin veriliş sıralaması sızdı. Spoiler olarak görenler varsa hiç bakmasın derim. Buyrunuz: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu En İyi Kısa Metraj Animasyon En İyi Animasyon En İyi Görüntü Yönetimi En İyi Görsel Efekt En İyi Kostüm Tasarımı En İyi Makyaj & Saç En İyi Kısa Metraj Film En İyi Kısa Metraj Belgesel En İyi Belgesel Yabancı Dilde En İyi Film En İyi Ses Miksajı En İyi Ses Kurgusu En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu En İyi Kurgu En İyi Yapım Tasarımı En İyi Özgün Müzik En İyi Özgün Şarkı En İyi Uyarlama Senaryo En İyi Özgün Senaryo En İyi Yönetmen En İyi Kadın Oyuncu En İyi Erkek Oyuncu En İyi Film

Rise of the Guardians (2012) Efsane Beşli

Dreamworks'ün en beğendiğim işinin (Shrek'i bir kenara koyarsak) How to Train Your Dragon olduğunu her defasında söylemişimdir. Ondan önce ya da sonra Dragon gibi bir atmosferi yakalayamayan animasyon şirketi; Kung Fu Panda, Puss in Boots ve Megamind gibi akıllara zarar işler yaptıktan sonra Rise of the Guardians ile bir kez daha hedef kitlesi olarak çocukları seçerek yanlış kararlara imza atıyor. Uyku perisi (sandman), diş perisi (tooth fairy), Noel Baba ve Paskalya Tavşanı'ndan oluşan dört kişilik bir muhafız ekibinin yüzyıllardır tüm dünyadaki çocukları korku ve kabuslara karşı korumasının ardından ortaya çıkan Karabasan (boogeyman) felaketine karşı bir araya gelmelerini, başa çıkamamaları üzerine de Jack Frost isimli bizim kültürümüzün pek de aşina olmadığı bir mit karakterinin de yardıma koşmasını izliyoruz Efsane Beşli'de (amma uzun oldu bu cümle). Aslında Dreamworks'ün iyi yaptığı bir şey var. Pixar'ın karakterlerinde göremediğimiz ve animasyon f...

Deathly Hallows: Part II

Zümrüdüanka Yoldaşlığı filminden itibaren Harry Potter serisinin yönetmen koltuğuna oturan David Yates, televizyonla adını biraz olsun duyurmuş ve sonrasında Potter ile ünlenmiş bir yönetmen. Kendisinin tek başarısı Primetime Emmy Ödülleri'nde kazandığı bir adaylıktan ibaret. Ta ki Deathly Hallows: Part I'a kadar. Her zaman en iyi Harry Potter filminin Prisoner of Azkaban olduğunu düşünmüşümdür. Usta yönetmen Alfonso Cuaron'un elinden çıkan film, diğer Potter filmlerinden daha farklı bir havaya aitti. Belki de bunun sebebi Voldemort'un yokluğudur, bilinmez, ama seriyi izleyen herkes Azkaban'ın farklı bir tadı olduğundan şüphesizdir.  Azkaban ile yarışacak bir Potter filmi geleceğini hiç düşünmezken birden, hiç beklemediğim bir yönetmen olan Yates'ten, Deathly Hallows'un ilk bölümü geldi. Sanki o zamana kadar çocuk filmi olarak tasarlanan seri birden yetişkin filmi olmuştu. Kitaba en sadık film olarak Potter tarihine geçen Bölüm I, izleyenlerden de oldukça ...