Ana içeriğe atla

Olası Oscar Sürprizleri

Bu sürprizleri her sene görüyoruz, değil mi? Bu sene de elbette en az bir tanesiyle karşı karşıya kalacağız. Aklımı kurcalayan birkaçını aşağıda sıraladım. Açıkçası gerçekleşmesini istediklerim (senaryo, özgün müzik) ve istemediklerim (diğerleri) var. Bakalım tutan olacak mı?



Özgün Senaryo - A Separation

Tahminimin The Artist'ten yana olduğunu söylemiştim. Favori ise Midnight in Paris olarak gösteriliyor ama yine de ben Akademi'ye güvenemiyorum. Eğer yeterli sayıda kişi A Separation'ı izlemişse gözleri kapalı oy verecektir. Güzel bir sürpriz olur, kimse de üzülmez.



Yabancı Dilde En İyi Film - In Darkness (Polonya)

Bu sonuç çıkarsa inanın hiç şaşırmayacağım çünkü bu kategoride sadece filmleri izleyen üyeler oy verebiliyor. Gelen reaksiyonlar da In Darkness'ın daha da beğenildiği yönünde. Yönetmeninin Agnieszka Holland olması da oy toplaması için bir sebep. 

En İyi Kostüm Tasarımı - The Artist ve Hugo dışındaki herhangi bir aday

Belki de tahmin yürütmenin en zor olduğu kategori bu. The Artist'ten yana oy kullanmamın sebebi filmin pek çok kategoride favori olmasından başka bir şey değil. Orta çağ dönemlerine daha bir bayılan bir Akademi pek ala Anonymous ya da Jane Eyre diyebilir. Kostüm Tasarımcıları Birliği gibi W.E. derlerse de şaşırmayacağım.

En İyi Görüntü Yönetimi - The Artist veya Hugo

Sezon başından beri bu kategoride favori The Tree of Life idi. Emmanuel Lubezki'nin Akademi tarafından daha önce onurlandırılmaması ihtimalleri daha da güçlendiriyordu. Ama Roger Deakins gibi bir ismi, açık ara favori olmasına rağmen, geçtiğimiz sene 9. kez onurlandırmayan üyeler bu sene aynı şeyi Lubezki'ye de yapabilir. Öte yandan The Tree of Life'ı ödüllendirmenin tek yolu da bu kategoriden geçiyor. Yine de The Artist veya Hugo aşkına tutulan üyelerden korkmak lazım.

En İyi Özgün Müzik/En İyi Ses Kurgusu - War Horse

The Artist'in açık ara favori olduğu bir diğer kategori. Ama ortada çok uzun zamandır Oscar kucaklamamış ve geçtiğimiz gün 5 ayrı IFMCA ödülü kazanmış John Williams duruyor. Üstelik meslek topluluklarına inat pek çok kategoride aday gösterdikleri War Horse'u bir şekilde onurlandırmak isteyebilirler: Gerek John Williams faktörü ile, gerekse savaş filmlerindeki ses kurgusu iddiası üzerine. Kim bilir, belki de yaş ortalaması 62 olan bir Akademi John Williams gibi bir ismi tekrar sahnede görmek ister ya da savaş filmleri aşkından vazgeçmeyerek ses kurgusu ödülünü bu filme verir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Oscar Gecesi Programı

85. Akademi Ödülleri'nde kazananların açıklanacağı ödüllerin veriliş sıralaması sızdı. Spoiler olarak görenler varsa hiç bakmasın derim. Buyrunuz: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu En İyi Kısa Metraj Animasyon En İyi Animasyon En İyi Görüntü Yönetimi En İyi Görsel Efekt En İyi Kostüm Tasarımı En İyi Makyaj & Saç En İyi Kısa Metraj Film En İyi Kısa Metraj Belgesel En İyi Belgesel Yabancı Dilde En İyi Film En İyi Ses Miksajı En İyi Ses Kurgusu En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu En İyi Kurgu En İyi Yapım Tasarımı En İyi Özgün Müzik En İyi Özgün Şarkı En İyi Uyarlama Senaryo En İyi Özgün Senaryo En İyi Yönetmen En İyi Kadın Oyuncu En İyi Erkek Oyuncu En İyi Film

Rise of the Guardians (2012) Efsane Beşli

Dreamworks'ün en beğendiğim işinin (Shrek'i bir kenara koyarsak) How to Train Your Dragon olduğunu her defasında söylemişimdir. Ondan önce ya da sonra Dragon gibi bir atmosferi yakalayamayan animasyon şirketi; Kung Fu Panda, Puss in Boots ve Megamind gibi akıllara zarar işler yaptıktan sonra Rise of the Guardians ile bir kez daha hedef kitlesi olarak çocukları seçerek yanlış kararlara imza atıyor. Uyku perisi (sandman), diş perisi (tooth fairy), Noel Baba ve Paskalya Tavşanı'ndan oluşan dört kişilik bir muhafız ekibinin yüzyıllardır tüm dünyadaki çocukları korku ve kabuslara karşı korumasının ardından ortaya çıkan Karabasan (boogeyman) felaketine karşı bir araya gelmelerini, başa çıkamamaları üzerine de Jack Frost isimli bizim kültürümüzün pek de aşina olmadığı bir mit karakterinin de yardıma koşmasını izliyoruz Efsane Beşli'de (amma uzun oldu bu cümle). Aslında Dreamworks'ün iyi yaptığı bir şey var. Pixar'ın karakterlerinde göremediğimiz ve animasyon f...

Deathly Hallows: Part II

Zümrüdüanka Yoldaşlığı filminden itibaren Harry Potter serisinin yönetmen koltuğuna oturan David Yates, televizyonla adını biraz olsun duyurmuş ve sonrasında Potter ile ünlenmiş bir yönetmen. Kendisinin tek başarısı Primetime Emmy Ödülleri'nde kazandığı bir adaylıktan ibaret. Ta ki Deathly Hallows: Part I'a kadar. Her zaman en iyi Harry Potter filminin Prisoner of Azkaban olduğunu düşünmüşümdür. Usta yönetmen Alfonso Cuaron'un elinden çıkan film, diğer Potter filmlerinden daha farklı bir havaya aitti. Belki de bunun sebebi Voldemort'un yokluğudur, bilinmez, ama seriyi izleyen herkes Azkaban'ın farklı bir tadı olduğundan şüphesizdir.  Azkaban ile yarışacak bir Potter filmi geleceğini hiç düşünmezken birden, hiç beklemediğim bir yönetmen olan Yates'ten, Deathly Hallows'un ilk bölümü geldi. Sanki o zamana kadar çocuk filmi olarak tasarlanan seri birden yetişkin filmi olmuştu. Kitaba en sadık film olarak Potter tarihine geçen Bölüm I, izleyenlerden de oldukça ...