Ana içeriğe atla

64. Cannes Film Festivali

Yıl 1982. Şerif Gören ve Yılmaz Güney yönetmenliğinde; Tarık Akan, Şerif Gören ve Halil Ergün'ün rol aldığı film "Yol" Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye dahil 3 ödül birden kucaklar. Film ayrıca Altın Küre'ye de aday olur.

Bundan tam 21 yıl sonra 2002'de, Nuri Bilge Ceylan, "Uzak" filmiyle Altın Palmiye için yarışır fakat Büyük Jüri Ödülü ile yetinir. 2006 yılında bu sefer "İklimler" filmiyle Altın Palmiye'de şans arayan Ceylan, FIPRESCI Ödülü'nü alır. Yıl 2008, yine Altın Palmiye için yarışan Ceylan filmi "Üç Maymun," yönetmenine En İyi Yönetmen ödülünü kucaklatır.

Yıl 2011. Yine Nuri Bilge, yine Cannes. Bu sefer büyük ödüle hiç olmadığı kadar yakın. Fakat 4. denemesinde de uzun metraj kategorisinde Altın Palmiye'ye ulaşamıyor, Büyük Jüri Ödülü'nü Dardannes Biraderler'in Le Gaumin au Vel filmi ile paylaşıyor. Büyük ödül Altın Palmiye ise Terrence Malick'in Tree of Life'ına gidiyor.
22 Mayıs akşamı tüm Türkiye'ye gecenin en büyük şampiyonluğunu yaşatan Ceylan'a ne kadar teşekkür etsek az. Onun gibiler olduğu sürece Türk sineması içinde bulunduğu çukurdan çıkıyor, çıkmaya devam edecek. Umarım Bir Zamanlar Anadolu'da vizyona girdiği zaman Üç Maymun gibi "hayretler içinde bırakacak derecede az" seyirci çekmez. Ve umarım Türk seyircisi artık "neyi izlemesi gerektiği konusunda" daha sağlıklı seçimler yapar.

Gecenin diğer kazananlarına gelince:


Altın Palmiye: The Tree of Life (Terrence Malick) 
Büyük Jüri Ödülü: Le Gaumin au Velo (Dardennes Biraderler) & Once Upon a Time in Anataolia (Nuri Bilge Ceylan) 
En İyi Yönetmen: Nicholas Winding Refn (Drive) 
En İyi Erkek Oyuncu: Jean Dujardin (The Artist) 
En İyi Kadın Oyuncu: Kirsten Dunst (Melancholia) 
Jüri Özel Ödülü: Polisse (Maïwenn) 
En İyi Senaryo: Hearat Shulayim (Joseph Cedar) 
Altın Kamera (En İyi İlk Film): Las Acacias (Pablo Giorgelli) 
Belirli Bir Bakış Ödülü - Jüri Özel Ödülü : Elena (Andrey Zvyagintsev) 
En İyi Kısa Film: Cross Country
FIPRESCI Ödülü: La Havre (Aki Kaurismaki)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Oscar Gecesi Programı

85. Akademi Ödülleri'nde kazananların açıklanacağı ödüllerin veriliş sıralaması sızdı. Spoiler olarak görenler varsa hiç bakmasın derim. Buyrunuz: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu En İyi Kısa Metraj Animasyon En İyi Animasyon En İyi Görüntü Yönetimi En İyi Görsel Efekt En İyi Kostüm Tasarımı En İyi Makyaj & Saç En İyi Kısa Metraj Film En İyi Kısa Metraj Belgesel En İyi Belgesel Yabancı Dilde En İyi Film En İyi Ses Miksajı En İyi Ses Kurgusu En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu En İyi Kurgu En İyi Yapım Tasarımı En İyi Özgün Müzik En İyi Özgün Şarkı En İyi Uyarlama Senaryo En İyi Özgün Senaryo En İyi Yönetmen En İyi Kadın Oyuncu En İyi Erkek Oyuncu En İyi Film

Rise of the Guardians (2012) Efsane Beşli

Dreamworks'ün en beğendiğim işinin (Shrek'i bir kenara koyarsak) How to Train Your Dragon olduğunu her defasında söylemişimdir. Ondan önce ya da sonra Dragon gibi bir atmosferi yakalayamayan animasyon şirketi; Kung Fu Panda, Puss in Boots ve Megamind gibi akıllara zarar işler yaptıktan sonra Rise of the Guardians ile bir kez daha hedef kitlesi olarak çocukları seçerek yanlış kararlara imza atıyor. Uyku perisi (sandman), diş perisi (tooth fairy), Noel Baba ve Paskalya Tavşanı'ndan oluşan dört kişilik bir muhafız ekibinin yüzyıllardır tüm dünyadaki çocukları korku ve kabuslara karşı korumasının ardından ortaya çıkan Karabasan (boogeyman) felaketine karşı bir araya gelmelerini, başa çıkamamaları üzerine de Jack Frost isimli bizim kültürümüzün pek de aşina olmadığı bir mit karakterinin de yardıma koşmasını izliyoruz Efsane Beşli'de (amma uzun oldu bu cümle). Aslında Dreamworks'ün iyi yaptığı bir şey var. Pixar'ın karakterlerinde göremediğimiz ve animasyon f...

Deathly Hallows: Part II

Zümrüdüanka Yoldaşlığı filminden itibaren Harry Potter serisinin yönetmen koltuğuna oturan David Yates, televizyonla adını biraz olsun duyurmuş ve sonrasında Potter ile ünlenmiş bir yönetmen. Kendisinin tek başarısı Primetime Emmy Ödülleri'nde kazandığı bir adaylıktan ibaret. Ta ki Deathly Hallows: Part I'a kadar. Her zaman en iyi Harry Potter filminin Prisoner of Azkaban olduğunu düşünmüşümdür. Usta yönetmen Alfonso Cuaron'un elinden çıkan film, diğer Potter filmlerinden daha farklı bir havaya aitti. Belki de bunun sebebi Voldemort'un yokluğudur, bilinmez, ama seriyi izleyen herkes Azkaban'ın farklı bir tadı olduğundan şüphesizdir.  Azkaban ile yarışacak bir Potter filmi geleceğini hiç düşünmezken birden, hiç beklemediğim bir yönetmen olan Yates'ten, Deathly Hallows'un ilk bölümü geldi. Sanki o zamana kadar çocuk filmi olarak tasarlanan seri birden yetişkin filmi olmuştu. Kitaba en sadık film olarak Potter tarihine geçen Bölüm I, izleyenlerden de oldukça ...