Ana içeriğe atla

ESC'ye Doğru: Kuzey Rüzgarı

Eurovision 2011'de yarışacak şarkıların tanıtımı yazı dizisinin ilk bölümü olan bu gönderide kuzey ülkelerine gidiyoruz: Estonya, Finlandiya, Letonya, Litvanya, Norveç, Rusya ve İsveç.

Yüzyıllardır bir arada yaşamaları gereği oy kullanırken birbirlerine yüksek puanlar vermekten çekinmeyen bu ülkeler, son yıllarda yaptıkları oylamalarla biraz şaşırtmıştı (Özellikle İsveç ve Norveç). Bu sene neler olur, az çok herkes tahmin edebilir ama bu ülkelerden ikisi arasında oyların bölüneceğini öngörmek için üstad olmaya gerek yok. Hangi iki ülke olduğunu söylemeden önce şarkılara ve şarkıcılara göz atalım. Ayrıca bu yazıda adı geçen 7 ülkenin şarkılarını stüdyo kaydı kalitesinde indirebileceğiniz link ise en aşağıda sizi bekliyor.

1. Estonya

İlk ve tek birinciliğini 2001 yılında Tanel Padar ve Dave Benton'ın Everybody isimli şarkısı ile kazanan Estonya, yarı final sisteminin getirildiği 2004 yılından beri sadece bir kez finalde yer almış bir ülke. "Kuzey oylaması"nın kanıtlarından olan Estonya'nın bugüne kadar en çok puan verdiği ülkeler sırasıyla Rusya, İsveç, Letonya, Norveç ve Finlandiya. 

Bu yıl 2. yarıfinalde yarışacak olan Estonya'yı Getter Jaani isimli hanım kızımız, Rockfeller Street isimli şarkısıyla temsil ediyor. Şarkının söz ve bestesi ise Sven Lõhmus'a ait. Eurovision için oldukça kaliteli bir şarkı gönderip şu anki favorim olan Estonya, 12 Mayıs gecesi 15. sırada  finale çıkmak için uğraşacak.


2. Finlandiya

Bu yıl 50. kez Eurovision sahnesine çıkacak olan Finlandiya, ilk ve tek birinciliğini 2005 yılında, unutulmaz Lordi grubu ve şarkıları Hard Rock Hallelujah ile kazanmıştı. 9 kez yarışmayı sonuncu olarak tamamlayan ülkenin en çok puan verdiği diyarlar ise İsveç, İsrail, İtalya ve Hollanda.

10 Mayıs'ta gerçekleşecek ilk yarıfinalde 10. sırada yarışacak Finlandiya'yı bu sene, Paradise Oskar isimli abimiz, Da Da Dam isimli şarkısı ile temsil edecek. Kendisi henüz 20 yaşında ama bu yarışmada yaş değil, şarkı işliyor. Sizce de geçen seneki Belçika'yı andırmıyor mu?


3. Letonya

Önceki iki kuzeyli gibi yarışmada sadece bir kez birinci gelen Letonya'ya bu birinciliğini, 2002 yılında Marie N isimli abla "I Wanna" şarkısı ile getirmişti. Geçtiğimiz sene finale çıkmasına kesin gözüyle bakılan Letonya, yarıfinalde sonuncu olarak seyirciyi büyük şaşkınlıklara itmişti. Bugüne kadar verdiği puanları Rusya, Ukrayna, Estonya, Norveç ve Litvanya arasında paylaştıran Letonya'nın Türkiye açısından önemi ayrı çünkü 2003 yılında Sertab Erener, zaferini Letonya'nın başkenti Riga'da almıştı.

Musiqq ismiyle anılan ikili Marats Ogleznevs ve Emils Balceris ile bu sene şans arayan Letonya, Angel in Disguise isimli şarkıyı yarışmaya gönderiyor. Şarkının yarışmadaki kaderini görmekte zorlansam da kötü olmadığını söylemek zor olmaz. Letonya, 2. yarıfinalde 17. sırada yarışacak.


4. Litvanya

12 kez Eurovision'a katılan ve en iyi derecesi 2006 yılında aldığı 6.'lık olan Litvanya, iki kez de yarışı son sırada tamamladı. Rusya, Letonya ve Ukrayna'ya bol bol puan dağıtan ülkeyi bu sene Evelina Sašenko kızımız "C'est ma vie" isimli şarkıyla temsil edecek. Bakalım Evelina 1. yarıfinalde 17. sırada yarışacağı şarkısı ile finale çıkmasa bile "Bu benim hayatım, heheyt!" diyebilecek mi?


5. Norveç

1960'tan beri ESC sahnesinde 50 kez boy gösteren ve 3 kez birinci, 10 kez sonuncu olan Norveç, 4 kez de sıfır puan çekerek rekor kırmıştı. 2009 yılında ise Alexander Rybak 387 puan alarak, Eurovision'da alınan en yüksek puan rekorunu kırdı ve 15 yıl sonra ülkesini tekrar birinci yaptı. 

Norveç'i bu sene Stella Mwangi isimli, sevimli mi sevimli Kenya kökenli bir melez temsil ediyor. Büyükannesinin ağzından düşürmediği ve böylece Stella'nın dünya görüşü olan "haba haba, hujaza kibaba" yani "küçük adımlar büyükleri doğurur" cümlesinin nakaratı oluşturduğu şarkı Haba Haba, dünya kupası şarkılarına benzerliğiyle dikkat çekiyor. Yarıfinalden rahatlıkla yükselip finalde iyi bir derece almasını ümit ettiğim şarkı insanın diline dolanma konusunda bir hayli başarılı. Umuyorum ki 1. yarıfinalde yarışacağı 2. sıra ona şanssızlık getirmez.


6.  Rusya

Bir birincilik, 2'şer ikincilik ve üçüncülük ile 15 yıl ESC sahnesinde şarkıları yer alan Rusya, bugüne kadar en yüksek puanlarını Ukrayna, Ermenistan ve Norveç'e verdi. 
Lady Gaga, Enrique Iglesias, Usher ve J. Lo'nun prodüktörlüğünü yapan RedOne'ın son keşfi olan Alexej Vorobjov'un Düsseldorf'ta temsil edeceği Rusya, Get You isimli hareketli şarkı ile Avrupa'yı etkilemeye çalışacak. Vorobjov, ilk yarıfinalde 7. sırada sahne alacak.


7. İsveç

Dünya müzik tarihinin belki de en önemli dance/club grubu olan ABBA'yı Eurovision sahnesi ile önce Avrupa'ya sonra dünyaya tanıtan İsveç, tarihinde 4 kez birinci oldu. 51 yıldır yarışmada yer alan ülkenin en çok puan verdiği ülkeler İrlanda, Norveç ve Danimarka. Geçtiğimiz sene Anna Bergendahl ile bir hayli iddialı olan İsveç, yarıfinalde 11. olduğu için tarihinde ilk kez finalde yarışamamıştı.

İsveç-Lübnan kırması Eric Saade tarafından bu yıl temsil edilecek olan ülke, Avrupa'yı sallama konusunda her daim olan iddiasını sürdürüyor. Zira Justin Bieber'ın gelişmiş hali olan Eric'in şarkısı Popular bir hayli hareketli ve küçük beyimizin sesi de bir hayli kuvvetli. Sevimliliği, sesi ve muhtemel göz kamaştırıcı performansı ile Bieber hayranlarından ve gençlerden gelen puanlarla finali üst sıralarda tamamlayacağını düşündüğüm Eric Saade için "Biri şu çocuğu popüler yapsın!" demekten başka elimden bir şey gelmiyor. İsveç, 2. yarıfinalde 8. sırada yarışacak.

 


1. yarıfinalde yarışacak kuzey ülkeleri: Estonya, Litvanya, Norveç, Rusya
2. yarıfinalde yarışacak kuzey ülkeleri: Finlandiya, Letonya, İsveç

Yukarıda tanıttığım 7 şarkı arasında favorilerimi sıralamak gerekirse:

1. Estonya
2. Norveç
3.İsveç
4. Letonya
5. Rusya

Estonya'nın, şu an bahislerde yarışmayı birinci sırada tamamlayacağının öngörüldüğünü de söylemekte fayda var.

Bu 7 şarkıyı stüdyo kalitesinde indirmek için buraya tıklayın.

Sırada: 
2. grup: İrlanda, Hollanda, Danimarka, İzlanda, Birleşik Krallık, Fransa ve Portekiz

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Oscar Gecesi Programı

85. Akademi Ödülleri'nde kazananların açıklanacağı ödüllerin veriliş sıralaması sızdı. Spoiler olarak görenler varsa hiç bakmasın derim. Buyrunuz: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu En İyi Kısa Metraj Animasyon En İyi Animasyon En İyi Görüntü Yönetimi En İyi Görsel Efekt En İyi Kostüm Tasarımı En İyi Makyaj & Saç En İyi Kısa Metraj Film En İyi Kısa Metraj Belgesel En İyi Belgesel Yabancı Dilde En İyi Film En İyi Ses Miksajı En İyi Ses Kurgusu En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu En İyi Kurgu En İyi Yapım Tasarımı En İyi Özgün Müzik En İyi Özgün Şarkı En İyi Uyarlama Senaryo En İyi Özgün Senaryo En İyi Yönetmen En İyi Kadın Oyuncu En İyi Erkek Oyuncu En İyi Film

Rise of the Guardians (2012) Efsane Beşli

Dreamworks'ün en beğendiğim işinin (Shrek'i bir kenara koyarsak) How to Train Your Dragon olduğunu her defasında söylemişimdir. Ondan önce ya da sonra Dragon gibi bir atmosferi yakalayamayan animasyon şirketi; Kung Fu Panda, Puss in Boots ve Megamind gibi akıllara zarar işler yaptıktan sonra Rise of the Guardians ile bir kez daha hedef kitlesi olarak çocukları seçerek yanlış kararlara imza atıyor. Uyku perisi (sandman), diş perisi (tooth fairy), Noel Baba ve Paskalya Tavşanı'ndan oluşan dört kişilik bir muhafız ekibinin yüzyıllardır tüm dünyadaki çocukları korku ve kabuslara karşı korumasının ardından ortaya çıkan Karabasan (boogeyman) felaketine karşı bir araya gelmelerini, başa çıkamamaları üzerine de Jack Frost isimli bizim kültürümüzün pek de aşina olmadığı bir mit karakterinin de yardıma koşmasını izliyoruz Efsane Beşli'de (amma uzun oldu bu cümle). Aslında Dreamworks'ün iyi yaptığı bir şey var. Pixar'ın karakterlerinde göremediğimiz ve animasyon f...

Deathly Hallows: Part II

Zümrüdüanka Yoldaşlığı filminden itibaren Harry Potter serisinin yönetmen koltuğuna oturan David Yates, televizyonla adını biraz olsun duyurmuş ve sonrasında Potter ile ünlenmiş bir yönetmen. Kendisinin tek başarısı Primetime Emmy Ödülleri'nde kazandığı bir adaylıktan ibaret. Ta ki Deathly Hallows: Part I'a kadar. Her zaman en iyi Harry Potter filminin Prisoner of Azkaban olduğunu düşünmüşümdür. Usta yönetmen Alfonso Cuaron'un elinden çıkan film, diğer Potter filmlerinden daha farklı bir havaya aitti. Belki de bunun sebebi Voldemort'un yokluğudur, bilinmez, ama seriyi izleyen herkes Azkaban'ın farklı bir tadı olduğundan şüphesizdir.  Azkaban ile yarışacak bir Potter filmi geleceğini hiç düşünmezken birden, hiç beklemediğim bir yönetmen olan Yates'ten, Deathly Hallows'un ilk bölümü geldi. Sanki o zamana kadar çocuk filmi olarak tasarlanan seri birden yetişkin filmi olmuştu. Kitaba en sadık film olarak Potter tarihine geçen Bölüm I, izleyenlerden de oldukça ...